SON EKLENENLER

Kırmızı çizgi çoktan aşıldı! Dünya adım adım 'nükleer' savaşa sürükleniyor

Uzmanlar birçok kırmızı çizginin aşıldığı; ABD, Avrupa ve Rusya üçgeninde çıkacak bir çatışmanın nükleer boyut kazanarak bütün dünyayı etkisi altına alacağı görüşünde. Öte yandan konu ile ilgili açıklama yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Nükleer adı konuşulmaya başladığı andan itibaren nükleer risk oluşur” dedi.
24 Kasım 2024 12:38

Küresel savaş ihtimali hiç olmadığı kadar arttı. Ukrayna’nın fırlattığı ATACMS ABD füzeleri ve İngiliz Shadow füze sistemlerinin Rusya’yı vurması ve Vladimir Putin’in Oreşnik cevabı ile savaş yeni bir döneme girdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, nükleer savaşın an meselesi olduğunu vurgularken, uzmanlardan da peşi sıra açıklamalar geldi.

ABD BÜYÜK PANİK YAŞIYOR

Uzmanlar birçok kırmızı çizginin aşıldığını ABD, Avrupa ve Rusya üçgeninde çıkacak bir çatışmanın nükleer boyut kazanarak bütün dünyayı etkisi altına alacağı görüşünde. Donald Trump’ın elinde 600 dosya olduğunu ve derin ABD’nin büyük panik yaşadığını söyleyen uzman isimlerden Erhan Yıldırım, sorularımızı cevapladı. Yıldırım “Trump’a görevi devretmemek için direnen güçler için Ukrayna sahası çok önemli. Orada doğacak olağanüstü bir durumu kullanarak Harris’e yemin ettirmenin hesaplarını yapıyorlar. Trump’ın öldürülme ya da benzeri yöntemlerle saf dışı ihtimali çok güçlü. ABD belki de tarihin en kritik günlerini yaşıyor. Rusya’da patlayan balistik füze, şartları daha kırılgan hâle getirdi. Malum lobi 25. maddeyi işleterek Harris’e yemin ettirip savaşı başlatmak istiyor. Önümüzdeki günler her açıdan çetin geçecek” dedi. 

YOK OLUŞ KONSEPTLİ SAVAŞ

Ukrayna’nın ABD ve İngiliz füzeleri ile yaptığı saldırının ardından Putin’in değiştirdiği nükleer silah kullanımı doktrini ile birlikte Rus ordusu personel sayısını 2,4 milyona, ordu içindeki aktif asker sayısını ise 1,5 milyona çıkardı. Moskova’da eğitim gören Azerbaycan kökenli bilim adamı Prof. Dr. Toğrul İsmayıl, çıkacak savaşı gerçek manada bir yok oluş senaryosu olarak nitelendirdi. Prof. Dr. İsmayıl “Uluslararası anlaşmalara göre balistik füze kalktığı an karşı tarafta hedefe kilitlenir. Moskova’nın ABD’yi bilgilendirme gerekçesi bu. Ayrıca bu füzeler nükleer potansiyel taşıyan ülkelere karşı kullanılabilir. Avrupa’nın paniği de işte bu sebepten. Çünkü hale hazırda İsveç ve Finlandiya’da Rus balistik ya da nükleer füzelerine mukavemet edebilecek hava savunma sistemleri yok. Ruslar diğer yandan Hindistan, Çin ve Kore gibi ülkelerden gönüllü savaşçılar getiriyor. Herkesin bilmesi gereken en temel bilgi çıkacak bir nükleer savaş geçmiş çatışmaların çok dışında bir yok oluş konseptidir. Küresel aktörler geleneksel savaş yöntemleri dışında bütün güçlerini seferber edecek. Bu da beraberinde nükleer başlıkların kullanımını getirecek” diye konuştu.

TARAFLAR EL YÜKSELTİYOR

Prof. Dr. Toğrul İsmayıl, Ukrayna’ya verilen füzelerle ilgili çok daha çarpıcı bir noktaya dikkat çekti ve şunları söyledi: Bizim terörle mücadelemizde sahip olduğumuz füzelere kota getiren güçlerin Ukrayna’da nasıl iki yüzlü davrandığını gördük. Kendi koydukları 300 kilometre menzil sınırını çıkarları gerektirdiği için umarsızca çiğnediler. Ayrıca Türkiye’de 60’a yakın ABD’nin füze başlığı var. Yani olası savaşta Türkiye de Rus füzelerinin hedefleri arasında yer alacak. Tüm aktörlerin hesaplarını iyi yapması gerekiyor. Bizim de bu fırtınadan ülkemiz ve Türk dünyası adına sağ salim çıkmanın hesaplarını en ince ayrıntısına kadar yapma zorunluluğumuz var. 
 Rusya Uzmanı Ümit Nazmi Hazır ise Moskova’dan yaptığı değerlendirme “Birçok kırmızı çizgi aşıldı, savaşta bundan sonrasına dair her türlü sürpriz yaşanabilir. Hazır, Kırım’ın kaybedilme ihtimali ve benzeri gelişmeler Putin’in nükleer kartına başvurmakta tereddüt etmeyeceği gelişme olur. Şu an taraflar sürekli el yükseltiyor. Trump’ın görevi devralma aşamasına gelmesi durumunda masaya daha avantajlı oturma çabası içerisindeler” dedi.

BAKAN FİDAN'DAN 'NÜKLEER' UYARI

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, medya temsilcileriyle bir araya geldiği sohbet toplantısında bölgedeki ve dünyadaki gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu. Bakan Fidan özetle şunları söyledi: Putin’in ifade ettiği küresel savaş riski, -tabii ki savaşı geniş manasıyla kullanmak şartıyla- sürekli bizim de uyardığımız bir konu. Ukrayna’da ve Gazze’de devam eden savaşın artık fay hatlarını giderek derinleştirdiğini ve belli aktörleri bir araya getirdiğini, kutuplaşmanın arttığını görüyoruz. Şu anda hem ekonomik hem siyasi hem de sıcak savaş olarak devam eden topyekûn bir mücadele var. Bunu kelimenin geniş anlamıyla bir küresel savaş olarak nitelendirmek mümkün. Önemli olan bunun şiddetinin artmaması. Belli yerlerdeki ekonomik ve siyasal savaşın, sıcak savaşa dönüşmemesini temin etmek. Şimdi her iki taraf da elini yükselterek bir gerçekliği ortaya koyuyor.

PUTİN AÇIKTAN SÖYLÜYOR 

Demokratların belli konularda atmak istedikleri adımları, şimdi seçim baskısı olmadan attıkları kanaatindeyim. Ukrayna ve İsrail konusunda görüyoruz atılan adımları. Burada nükleer bir risk var mı? Açıkçası nükleer adı konuşulmaya başladığı andan itibaren nükleer risk oluşur. Adam (Putin’i kastederek) şunu söylüyor: ‘Siz benim topraklarımın içerisinde benim tolere edebileceğimden daha fazla füze ve saldırı yaparsanız, benim bunu durdurmamın yolu, elimdeki araçlarla olmuyorsa, diğer bir üst aracı kullanırım’. Bunu açıktan söylüyor. Bu bir şaka değil. Karşı taraf ise ‘Senin elinde nükleer silah var, sen beni nükleerle tehdit ediyorsun diye istediğin yeri işgal etmene de ben izin vermem’ diyor. Oldukça sıkıntılı bir konu. 

ABD İLE PKK/PYD İLİŞKİLERİ 

ABD, Suriye’de YPG/PKK ile iş birliği yaptığı sürece Türkiye ile ilgili stratejik sorun alanı devam edecektir. ABD’nin Orta Doğu’daki en önemli varlık sebeplerinden biri İsrail’in güvenliği. Bunu da çok ciddi biçimde gündeme alacaktır diye düşünüyorum. PKK/PYD ile olan ilişkiyi gözden geçireceklerini değerlendiriyorum. Belli operasyonları farklı türden yapıyorsak, bunun sebebi beklentilerimizin karşılanmasına imkân sağlamaktır. Ama arazideki durum daha farklı türden bir operasyonu zorunlu kılarsa, Cumhurbaşkanı’mız da ifade etti, elbette gereği yapılır.

HER SENARYOYA HAZIRIZ

Ukrayna-Rusya savaşında bir donma ya da yumuşama olursa, Suriye meselesinde de belki başka konuları konuşabilirler. Bu, ihtimal dışı değil. Amerikalıların tabii bölgeden çıkarken üzerine yatırım yaptıkları aktörün zarar görmesini önleyecek birtakım arayışlara girmeleri de pekâlâ mümkün. Önemli olan bizim her türlü senaryoya hazır olmamız.

TÜRKMENLERİN YANINDAYIZ 

Onlara yönelik tedbirlerimize devam ediyoruz. Süleymaniye ne zaman PKK ile ilişkisini bitirir, bizimle ilişkisi o zaman normalleşir. Ama Türkiye büyük bir devlet. Türkiye ile ilişkileri iyi tutmakta büyük fayda var onlar için. Tüm kurumlarımızla Türkmenlerin yanındayız. Onların haklarını savunuyoruz. Nüfus değişikliğine, demografik değişikliklere tabii ki karşıyız. Türkmen Cephesi ile sürekli ciddi bir temasımız var. Biz orada PKK’nın etkisi altında kalacak bir valilik görmek istemiyoruz. Kerkük’ün asli bileşenlerinin mutabık kaldıkları biçimde yaşamayı sürdürmeleri lazım. Bu bizim temel beklentimiz ve hassasiyetimiz. Herhangi bir oldu bitti kabul edilemez.

GAZZE’YE ULUSLARARASI GÜÇ 

Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama kararı çıkarılmış olması önemli ama bu tabii ki dediğiniz sorunu çözmüyor. Oradaki 2 milyon insanı açlıktan kurtarmanın artık tek bir yolu var: Gazze’ye gıda götürmek için uluslararası bir inisiyatif (askerî) başlatılmalı. BM bunu maalesef önleyemiyor. Bu durumda uluslararası toplum başka alternatifler düşünerek, bu drama bir çare bulmalı. Gazze’de 2 milyon insanın açlık ve susuzlukla ölüme terk edilmesine seyirci kalınmamalı.

KRİZLER NETLEŞECEK

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Trump’ın kazanmasıyla beraber dünya gündemini meşgul eden birtakım jeopolitik krizlerin biraz daha netleşeceğini ifade etti. Bakan Fidan “Belli konularda belirsizliğin kalkacağı algısı var. Bu bizim ne kadar lehimize olur, ona da bakmamız gerekecek. Trump’tan aldığım izlenim, belli konularda söylemi devam ettirip kritik konuları ilk başta biraz akışına bırakacağı yönünde. Çok fazla radikal karar almayabilir” dedi.

ESAD AÇIK DEĞİL

Bakan Fidan, Şam yönetimi ile normalleşmeye ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: Suriye tarafı, özellikle şu süreç içerisinde belli konuları çok fazla değerlendirmeye hazır ve açık gözükmüyor. Kendi muhalefetiyle görüşmeye bile açık değil. İran’ın Suriye’deki önceliklerinin arasında Türkiye ile Suriye’nin normalleşmesi yok. Rusya açısından o türden bir konu gündemde yok. Biz Türkiye olarak bu hususta iyi niyetimizi ortaya koymuş bir ülkeyiz.

 

TÜRKİYE GAZETESİ

DÜNYA HABER SAYFASINI
YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
SON EKLENEN HABERLER